Pamuk Hava Yolları'nın kadının gücüne inanan yolcuları,
Çiçeği burnunda bahar içimizi ısıtmaya, üzerimizdekileri bir tık inceltmeye başlamışken, tam bu güneşli havalara yaraşan, yaradılışın mucizevi varlıkları kadınlardan konuşalım istedik! Etrafınızda başınızı döndüren, neye elini atsa güzelleştiren, neye ihtiyacınız olsa koşuveren, bir bakışınız, bir hareketinizden ne hissettiğinizi anlayan kadınlara sahipseniz, her gün yandan çarklı vapurlarla yepyeni denizler keşfetmeye, dalga boyu duygularla hemhal olmaya hazır olun. Korkmayın, nihayetinde dönüp dolaşıp geleceğiniz liman, o menekşe kokulu gerdan. Kemerlerinizi bağlayıp kalplerinizi açtıysanız, yeryüzünde ve gökyüzündeki tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü can-ı yürekten kutlar, iyi uçuşlar dileriz.
Bir kız çocuğu dünyaya geldiği an, kainatın her
köşesinden farklı sesler yükselir. Kimi topraklar kınalar, çiçekler ve türlü
süslerle kutlamalar yaparken, kimi topraklar hayal kırıklığına uğrayarak yasa
benzer bir sessizliğe gömülürler. Bu anlattıklarımız ne yazık ki binlerce yıl
öncesinin hakikatleri değil. Hepimizin bildiği üzere, ülkemizin belli
kesimlerinde halen yaşanmakta ve nice yürekleri yakmakta. Yüzyıllardır kadınlar
üzerinden güdülen bu davalar toprağa karışmadığı müddetçe, kadının adı hep
eksik, hep yarım kalacak. Zira, özgürlük, eşitlik, insanca yaşama hakkı, bazı
kadınların değil tüm kadınların hakkı.
Bugüne değin yüce gönüllü kimselerin öncülüğünde
yapılmış birçok kampanya oldu: Baba Beni Okula Gönder, Kardelenler aklımıza ilk
gelenler. Bu güçlü projeler sayesinde nice güzellikler hak ettiği imkanlara
kavuştu, mini mini birler, çalışkan ikiler ve derken önce kendine, sonra
ailesine, vatana, millete hayırlı birer evlat oldular. Yaşama hakkı deyince
sadece nefes almanın değil, çocukluğunu, ergenliğini, genç kızlığını,
kadınlığını yaşama hakkının anlaşıldığı aydınlık günler görme umudumuz oldular.
Bütün kızlar, bu dünyaya unutulmaz izler bırakarak
kendisinden sonraki nesillere ilham kaynağı olan müthiş kadınlardan biri
olabilir. ‘Doğru olan şeyi yaparken korku hissetmemelisiniz’ diyen Rosa Parks,
siyahlarla beyazların farklı kapılardan otobüse bindiği 1950’lerde, bu duruma
direnerek kazandığı haklarla yıllar sonra Obama’nın başkan seçildiği bir
Amerika yaratmış; Rahibe Teresa, ‘İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın
kalmaz’ diyerek hayatını güçsüz ve bakıma muhtaçlara adamış, Kalküta’da sadece kendi elleriyle bin kişiyi
kurtarmıştır.
Bize gelince, uğruna ömrünü verip pek çok ilke ve
alanında büyük başarılara imza atan Halide Edip Adıvar, Nezihe Muhiddin, Safiye
Ali, Aliye Berger, Nüzhet Gökdoğan, Türkan Saylan, Muazzez İlmiye Çığ, Halet
Çambel, Afife Jale, Semiha Berksoy, Leyla Gencer, Safiye Ayla, İdil Biret, Suna
Kan, Sevgi Soysal, Gülru Necipoğlu, Çiğdem Kağıtçıbaşı, Gülten Akın, Yıldız
Kenter ve adını sayamadığımız niceleriyle dolu bir liste uzar gider.
Her kadının kendi hayatının süper kahramanı olduğunu hatırlayarak hayatına sahip çıkması ve
içindeki saklı hazineyi ortaya çıkarması gerek. Aksi halde, kendini
gerçekleştiremediği için sararıp solan, bir türlü açamayan çiçekler gibi
kuruyup gider. Yeşillenip çiçeklenmesi için güneş kadar, su kadar hatta belki
daha çok sevgiye gereksinim duyduğu doğru ve bu sevgi, incelik,
merhamet, şefkat dolu iyileştirici bir kadın elinden başkası değil. Tüm
dünya kadınlarının hak ettiği değeri bulduğu günler diler, hepinizi
kalplerinizden öperiz.