Pamuk
Hava Yolları’nın biricik babalarına düşkün yolcuları,
Havalar tam olarak ısınıp karpuz peynir sezonunu açamamış olsak da,
haziranın gelmesiyle yaz resmi olarak başladı. Ve ayın ilk önemli günü, her yıl
haziranın üçüncü pazar günü kutlanan babalar günü! Bizler de bu vesileyle bir
süredir ihmal ettiğimiz uçuşlara kaldığımız yerden devam etmeye karar verdik.
Şimdi hazırsanız, kemerlerinizi bağlı, anılarınızı canlı hale getirin. Bugün zamanda mini bir yolculuğa çıkaracağız sizi. Hepinize iyi uçuşlar!
Yerkürenin
hemen her yerinde annelik ziyadesiyle kutsanıp kutlanırken babalık kavramı
henüz bu kadar ballandırılmış değil. Bittabi ‘baba’ dediğimizde herkesin
hatırına ilk gelen biyolojik babası olmuyor. Ona babalık eden kimse o
oluyor aslında baba. Annelik kadına hamilelik gibi bir hazırlık ve
içselleştirme fırsatı sunarken, babalık erkeğe bunu yapmıyor. Haliyle iş erkeğin derinliğine, hassasiyetine ve ilişki kurabilme becerisine kalıyor.
Yani
nasıl ki doğuran her kadın anne olamıyorsa, çocuğu olan her adam da baba
olamıyor. Genetik kodları gereği üreme isteğine kapılarak onlarca çocuk sahibi
olup hiç baba olamayanlar, hayat boyu bu gerçekten kaçarak yaşarken, durumdan
habersiz doğan masum çocuklar, kendine biçilen kaderi yaşıyor.
Halbuki
hayattaki pek çok şey gibi, bu da öğrenilebilir, geliştirilebilir
bir şey. Bunu yaparken, her şeyi internete soran ve bitimsiz endişelerini
didaktik yollarla çözmeye çabalayan çağımız insanından daha geriye gidip
anane ve dedelerimizden gördüğümüz türden saf sevgi, şefkat ve anlayışın
yeterli olduğunu hatırlatmak isteriz. Çünkü çocuklar, tıpkı hayvanlar gibi,
tamamı açık algıları ve keskin içgüdüleriyle sizi sizden iyi anlıyorlar.
O
yüzden kitabi formüller ve çözümlerden evvel, çocuğunuza düzenli olarak sarılıp ihtiyaç
duyduğu sıcaklığı ve güveni sağladığınızdan, size bir şey sorduğunda dikkatinizi
tamamıyla ona verdiğinizden emin olun. Telefon, tablet ve her nevi teknolojik
aletin bir uzuv haline geldiği günlerde, onun gözleri yerine ekranlara bakıyor,
onun eli yerine kumandayı tutuyor olabilirsiniz mesela. Aman dikkat!
Bu
babalar gününde bir değişiklik yapıp her şeyi tersinden düşünmeyi deneyin. Sizin
babanız nasıldı, siz nasıl bir çocuk oldunuz ve şimdi eğer bir çocuğunuz varsa
nasıl bir baba oldunuz? Olabildiniz mi gerçekten? Yoksa çocuğunuz dünyevi
ihtiyaçlarını karşılamakla yetindiğiniz, genlerinizi ve soyadınızı taşıdığı
için egonuzu parlatmaya yarayan bir varlık mı?
Kendi
çocukluğunuza uzanıp aklınızdan bir türlü gitmeyen anları düşünün önce. Eski
aile albümlerine bakmak harika olabilir. Ardından bugüne gelip mevcut resme
bakın. Tüm bu yüzleşmeler sırasında, gözlerinizi dolduran şeyin sevgi dolu eski
günler mi, yoksa hala içinizi sızlatan sevgisizlik mi olduğunu fark edin.
Babanız hayatta ve siz de bir babaysanız eğer şükredip yanaklarından öpün.
Çünkü
hayat kısa ve evet! ‘Bir insanı sevmekle başlar her şey.’ Babalığın hakkını
veren tüm babaların babalar gününü kutlar, ballı kaymaklı pazarlar
dileriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder