Pamuk
Hava Yolları’nın yufka yürekli yolcuları,
Bugün
yaklaşmakta olan soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak, işten çıkıp yorgun
argın eve dönerken bir sonraki bölümü izlemenin heyecanıyla adımlarınızı
hızlandıracak harika bir diziyle karşınızdayız. Dünya havacılık tarihine
damgasını vurmuş efsane havayolu Pan American Airways’in 1960’lardaki jet çağından
ilham alınarak yapılmış dizinin detayları için hazırsanız, lütfen kemerlerinizi
bağlı, zihinlerinizi meraklı hâle getirin. Hepinize Amerikan rüyasının tadına
varacağınız, macera dolu uçuşlar dileriz.
Pan Am’dan kısaca bahsedecek olursak, 19 Ekim 1927’de
kurulmuş, havacılık endüstrisinin olduğu kadar dünya tarihinin de oldukça
farklı dönemlerine tanıklık etmiş, ancak girdiği ekonomik dar boğazdan
çıkamayarak 4 Aralık 1991’de iflasa sürüklenmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan yara
almadan kurtulan havayolu, aynı başarıyı Körfez Savaşı yıllarında gösterememiş,
etrafındaki diğer havayolları da bunu bir fırsat bilip hisselerini zevkle satın
almışlardır. Böylelikle 64 yıllık deneyimiyle bir Amerikan efsanesine dönüşmüş,
bugün bile dimağlardaki yerini taze tutmayı başarmıştır.
226
uçaktan oluşan filosuyla New York’tan Frankfurt’a, Londra’dan Tokyo’ya toplam
altı farklı merkezden altı kıtada, seksen altı ülkeye uçuşlar gerçekleştiren
Pan Am ekipleri, tahmin edebileceğiniz gibi tarifsiz anlar yaşayıp unutulmaz
anılara sahip oldular. Böylesine büyük ve köklü bir havayolunda uçmak,
hayallerine hayaller, hedeflerine hedefler, tecrübelerine tecrübeler kattı.
Elbette ki yıllar içinde kimileri emekli olmanın keyfini sürerken, kimileri
amansız kazaların kurbanı olup rahmetli oldu. Ama uçmak, tüm bunları en
başından kabul etmekti. Havacıların havası tam da buradan (adrenalin, risk, tehlike ama bir o kadar da haz, heyecan ve neşe dolu hayattan) geliyordu zati.
Bittabi
bu uçarı hayatlar birçok şeye ilham perisi oluyordu. Nitekim her bölümü farklı
kişiler tarafından kaleme alınıp farklı yönetmenlerce çekilen, bambaşka mekân
ve konularla her biri bir film tadında 14 farklı bölümden oluşan Pan Am dizisi
de böyle ortaya çıktı. Jack Orman tarafından yaratılan projenin kastında
oldukça dikkat çeken oyuncular görüyoruz. Dizinin kare asını ya da Yeşilçam
deyimiyle dört yapraklı yoncayı oluşturan dört hostesimizi sayacak olursak,
Christina Ricci (Margaret ‘Maggie’ Ryan), Margot Robbie (Laura Cameron), Karine
Vanasse (Colette Valois) ve Kelli Garner (Catherine ‘Kate’ Cameron) rolünde
karşımıza çıkıyor.
E bu güzel kızların yanına da iki yakışıklı pilot yaraşır diyerek bir Boeing707 kaptanı Dean Lowrey’i canlandıran
Mike Vogel ve henüz uçuş hayatının başında bir yardımcı pilot olan Ted
Vanderway’i canlandıran Michael Mosley’i kondurduklarını görüyoruz. Bittabi bu
altı ana karaktere eşlik eden ara karakterler, geçmişten gelen hikâyeler, eski
aşklar bu ilişki yumağını kimi zaman lezzetlendirip kimi zaman düğümlüyor.
Uçuşlarda yaşananlar, gidilen ülkeler, mesafeler, ardında bırakılanlar, farklı
diller, farklı kültürler, uçuş sonrası otel maceraları, şirket dedikoduları
derken bir havayolunun halihazırda bir dizi olduğunu gözler önüne seriyor.
Amerika’nın ardından Kanada,
Brezilya, Kosta Rika, İngiltere, Danimarka, Finlandiya ve pekçok ülkede
gösterime giren televizyon dizisi, izleyiciden büyük ilgi görmesine karşılık
sonraki sezonda yapımcı şirketin televizyon kanalları ile ortak bir paydada buluşamaması
sebebiyle devam etmedi. 2012 yılında 14. bölümle yayın hayatına nokta kondu ve
sonraki sene DVD olarak raflardaki yerini aldı. Ancak hepinizin bildiği gibi
internetten tüm bölümlerine ulaşabilir, bu kış kendinizi bu havalı diziyle
pamuklara sarabilirsiniz.
Hepinize şimdiden iyi seyirler diler,
dışarıda kar kıyamet varken, bir uçakla kendinizi tropik adaların dinginliğinde
elindeki kokteylle güneşlenen incecik kızların arasında bulacağınız partilerden
geri kalmak istemiyorsanız hazırlıklara başlayın der, gözlerinizden
öperiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder