8 Kasım 2016 Salı

Bir Amerikan Rüyası • Pan Am


Pamuk Hava Yolları’nın yufka yürekli yolcuları,
Bugün yaklaşmakta olan soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak, işten çıkıp yorgun argın eve dönerken bir sonraki bölümü izlemenin heyecanıyla adımlarınızı hızlandıracak harika bir diziyle karşınızdayız. Dünya havacılık tarihine damgasını vurmuş efsane havayolu Pan American Airways’in 1960’lardaki jet çağından ilham alınarak yapılmış dizinin detayları için hazırsanız, lütfen kemerlerinizi bağlı, zihinlerinizi meraklı hâle getirin. Hepinize Amerikan rüyasının tadına varacağınız, macera dolu uçuşlar dileriz.

Pan Am’dan kısaca bahsedecek olursak, 19 Ekim 1927’de kurulmuş, havacılık endüstrisinin olduğu kadar dünya tarihinin de oldukça farklı dönemlerine tanıklık etmiş, ancak girdiği ekonomik dar boğazdan çıkamayarak 4 Aralık 1991’de iflasa sürüklenmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan yara almadan kurtulan havayolu, aynı başarıyı Körfez Savaşı yıllarında gösterememiş, etrafındaki diğer havayolları da bunu bir fırsat bilip hisselerini zevkle satın almışlardır. Böylelikle 64 yıllık deneyimiyle bir Amerikan efsanesine dönüşmüş, bugün bile dimağlardaki yerini taze tutmayı başarmıştır. 


226 uçaktan oluşan filosuyla New York’tan Frankfurt’a, Londra’dan Tokyo’ya toplam altı farklı merkezden altı kıtada, seksen altı ülkeye uçuşlar gerçekleştiren Pan Am ekipleri, tahmin edebileceğiniz gibi tarifsiz anlar yaşayıp unutulmaz anılara sahip oldular. Böylesine büyük ve köklü bir havayolunda uçmak, hayallerine hayaller, hedeflerine hedefler, tecrübelerine tecrübeler kattı. Elbette ki yıllar içinde kimileri emekli olmanın keyfini sürerken, kimileri amansız kazaların kurbanı olup rahmetli oldu. Ama uçmak, tüm bunları en başından kabul etmekti. Havacıların havası tam da buradan (adrenalin, risk, tehlike ama bir o kadar da haz, heyecan ve neşe dolu hayattan) geliyordu zati.

Bittabi bu uçarı hayatlar birçok şeye ilham perisi oluyordu. Nitekim her bölümü farklı kişiler tarafından kaleme alınıp farklı yönetmenlerce çekilen, bambaşka mekân ve konularla her biri bir film tadında 14 farklı bölümden oluşan Pan Am dizisi de böyle ortaya çıktı. Jack Orman tarafından yaratılan projenin kastında oldukça dikkat çeken oyuncular görüyoruz. Dizinin kare asını ya da Yeşilçam deyimiyle dört yapraklı yoncayı oluşturan dört hostesimizi sayacak olursak, Christina Ricci (Margaret ‘Maggie’ Ryan), Margot Robbie (Laura Cameron), Karine Vanasse (Colette Valois) ve Kelli Garner (Catherine ‘Kate’ Cameron) rolünde karşımıza çıkıyor. 



E bu güzel kızların yanına da iki yakışıklı pilot yaraşır diyerek bir Boeing707 kaptanı Dean Lowrey’i canlandıran Mike Vogel ve henüz uçuş hayatının başında bir yardımcı pilot olan Ted Vanderway’i canlandıran Michael Mosley’i kondurduklarını görüyoruz. Bittabi bu altı ana karaktere eşlik eden ara karakterler, geçmişten gelen hikâyeler, eski aşklar bu ilişki yumağını kimi zaman lezzetlendirip kimi zaman düğümlüyor. Uçuşlarda yaşananlar, gidilen ülkeler, mesafeler, ardında bırakılanlar, farklı diller, farklı kültürler, uçuş sonrası otel maceraları, şirket dedikoduları derken bir havayolunun halihazırda bir dizi olduğunu gözler önüne seriyor. 


Amerika’nın ardından Kanada, Brezilya, Kosta Rika, İngiltere, Danimarka, Finlandiya ve pekçok ülkede gösterime giren televizyon dizisi, izleyiciden büyük ilgi görmesine karşılık sonraki sezonda yapımcı şirketin televizyon kanalları ile ortak bir paydada buluşamaması sebebiyle devam etmedi. 2012 yılında 14. bölümle yayın hayatına nokta kondu ve sonraki sene DVD olarak raflardaki yerini aldı. Ancak hepinizin bildiği gibi internetten tüm bölümlerine ulaşabilir, bu kış kendinizi bu havalı diziyle pamuklara sarabilirsiniz.

Hepinize şimdiden iyi seyirler diler, dışarıda kar kıyamet varken, bir uçakla kendinizi tropik adaların dinginliğinde elindeki kokteylle güneşlenen incecik kızların arasında bulacağınız partilerden geri kalmak istemiyorsanız hazırlıklara başlayın der, gözlerinizden öperiz.   





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder