13 Ekim 2016 Perşembe

Aklı Fikri Havada, Gözü Hep Daha Yukarda Amelia


Pamuk Hava Yolları’nın yerinde duramayan yolcuları,
Söz verdiğimiz gibi en heyecanlı yerinden devam ediyoruz.
Bu geceki uçuşumuz Atlantik’i 14 saat 56 dakikayla tek başına geçen ilk kadın pilot Amelia’nın rekordan rekora koşan uçuşları, bu uçuşların verdiği ilhamla yazdığı kitapları ve kendi gibi kadınlar için tasarladığı kıyafetleri ile hayli renkli geçecek. Şimdi lütfen kemerlerinizi bağlı, zihinlerinizi berrak ve kalplerinizi açık hale getirin. Hepinize iyi uçuşlar dileriz.

Anne babasının ayrılığının ardından Boston’a taşınan Amelia, burada bir yandan Denison House’da çalışmaya, diğer yandan üyesi olduğu Amerikan Havacılık Derneği (American Aeronautical Society) ’nde etkin olmaya başladı ve gayretleri neticesinde derneğin başkan vekili oldu. Bu dönemde gazetelere yazdığı köşe yazılarıyla havacılık alanında bölgesel bir ün kazandı ve bu akabinde yapacağı girişimler için yolunu açtı. Nitekim 1928 yazında, dönemin ünlü yayımcısı George P. Putnam tarafından yapılacak transatlantik uçuşuna seçilen ilk kadın yolcu oldu. Amelia deneyimin tüm cazibesine rağmen uçuş sonrası kendisiyle yapılan bir röportajda, ‘Tüm uçuşu Stultz yaptı, ben sadece bir bagajdım, tıpkı bir patates çuvalı gibi’ dedi. Sonrasında uçuşta yaşadıklarını ‘20 Saat, 40 Dakika’ isimli ilk kitabında anlattı.

Uçuş dönüşü Amerika’da büyük bir coşkuyla karşılanan Stultz, Gordon ve Earhart için her gün gazetelerde çeşitli haberler çıkıyor, bu haberlerde Amelia’dan göklerin kraliçesi diye bahsediliyordu. Tüm bu popülarite, Amelia’yı kendi uçuşunu finanse edebilmek için yüreklendirdi zira bir an evvel uçağını hazırlayıp okyanusu geçmek istiyordu. Tamamıyla kendi hedeflerine odaklanmış bir hayat süren Amelia, 1931yılında yayımcısı George’un yedinci kez yaptığı evlilik teklifini kabul ederek evlendi fakat eşinin soyadını hiçbir zaman kullanmadı.  


1932’ye gelindiğinde Amelia için tüm koşullar hazırdı. 14 saat 56 dakika süren uçuşuyla birçok ödül alan Amelia Earhart, Atlantik Okyanusu’nu tek başına geçmeyi başaran ilk kadın oldu ve deneyimini The Fun Of It adlı ikinci kitabında anlattı. Aynı yıl, kurulmasında büyük emek harcadığı Ninety-Nines Kadın Havacılık Kulübü’ne başkan olarak seçildi. Geçen zaman içinde George’la tipik bir karı-koca ilişkisinden ziyade başarılı bir ortaklık kurdular. George Amelia’nın uçuşlarını ve toplumsal imajını organize ediyor, ona uçuşlarında giyebilmesi için rahat ve kullanışlı kıyafetler ayarlıyordu.

Buradan hareketle ilkin Ninety-Nines için uçuş kıyafetleri yapmaya başlayan Amelia ilk olarak büyük cepli, bol bir pantolon ve fermuarlı bir üst tasarladı. Vogue’un iki tam sayfa ayırdığı bu kıyafetler ilgi görünce, bu defa kendi stilini yansıttığı tasarımlar yapmaya başlayan Amelia, bu kıyafetleri aktif yaşayan kadınlar için yaptığını söyledi. Başından beri imajının farkında ve nerde nasıl giyineceğini her daim çok iyi bilen bir kadın oldu. 


Şimdikilerin ‘çocuk da yaparım, kariyer de’ sloganının yerine ‘okyanuslar da aşarım, kokteyllere de giderim’ gibi çok daha havalı bir hali vardı elbet! Amelia’nın yeni maceraları, kimselere benzemeyen hali tavrı ve sonsuz ışığıyla bir sonraki uçuşta buluşmak dileğiyle, gül yanaklarınızdan öperiz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder