19 Ekim 2016 Çarşamba

Pamuk Hava Yolları Saygı Kuşağı • Saint-Exupéry


Pamuk Hava Yolları’nın pek nev-i şahsına münhasır yolcuları,
Saygı Kuşağı Serisi’nin ikinci konuğu, hepinizin Küçük Prens’in yazarı olarak tanıdığı, 44 yıllık kısa ömrünü kağıtlara, kitaplara ve uçaklara adamış, müthiş inceliklerle dolu, her daim hüzünlü, naif, kalbi haliyle eşi benzeri olmayan bir pilot-yazar Antoine de Saint Exupéry’i takdim etmekten sonsuz onur duyar, bu uçuşu kaçırmamanızı ehemmiyetle tavsiye ederiz. Şimdi lütfen kemerlerinizi bağlı, gözlerinizi pürdikkat ve kalplerinizi pirüpak hale getiriniz. Aksi halde kendisiyle uçmanız mümkün olmayabilir. Hepinize iyi uçuşlar!

Antoine, 29 Haziran 1900 tarihinde, Fransa’nın Lyon kentinde doğdu. Beş kardeşin üçüncüsü, bu aristokrat ailenin iki oğlundan biriydi. Babası, Kont Jean de Saint Exupéry 4 üncü doğum gününden birkaç gün önce öldü. Annesi, Kontes Marie de Fonscolombe bundan böyle çocuklarının her şeyi oldu. Babasının ölümüyle birlikte hem servet hem itibar kaybettiklerinden hayli zor zamanlar geçirdiler. Antoine okulda başarılı değildi. Ödevlerle arası yoktu, sürekli ceza alıyordu. Dersler yerine gizlice evlerinin yakınındaki havaalanına gidip uçakları izliyordu. Bir gün, bunu farkeden bir pilot onu yanına alıp uçurdu.12 yaşında yaşadığı bu deneyimden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.


Hayat amacını bulduğunu iliklerine değin hisseden Antoine’ın kalbi bu defa kardeşi François’nın apansız ölümüyle kırıldı. Henüz 15 yaşında olan kardeşinin kolları arasından kayıp gitmesi onu ve ailesini çok sarstı. 17 yaşında evin tek erkeği haline geldi. Tüm bu olanlar, liseyi bitirdiğinde pilot olma hayalleri kuran Antoine’ı başka bir yola itti. Zira eşi ve oğlunun kaybının ardından korku ve endişeleri hayli artan annesi oğlunun pilot olmasını istemiyordu. Akacak kan damarda durmuyordu halbuki fakat o an için annesini kırmayıp denizcilik okuluna gitti. Neticede bir yengeçti o. 


Akabinde Ecole des Beaux-Arts'ta Mimarlık Fakültesi’ne girdi. Fakat 21 yaşındayken askere çağrılınca eğitimini yarıda bırakarak askere gitti. Askerliğini Fransız Hava Kuvvetleri’nde teknisyen olarak yapan Antoine, bu dönemde Strasbourg’ta pilotluk eğitimi aldı. Böylelikle çok sevdiği gökyüzüne kavuşabilme yolunu açtı. Ancak yine ailesinin isteği üzerine, Paris’te bir ofis işi buldu. Yazmaya da bu sırada başladı. Hayalleri kafasından ve kalbinden taşan insanları bir masa başına oturtup bir yere varılamazdı çünkü.

Neyse ki 1926 yılı hayatında bir dönüm noktası oldu ve yeniden uçmaya başladı. Latécoère Hava Yolları olarak da bilinen Aéropostale şirketinin Toulouse-Dakar hattında hava kargo pilotu olarak çalışmaya başladı. Diğer yandan, ilk uçuş deneyimlerini anlattığı ilk kitabı Güney Postası’nı bitirdi. Böylelikle bugün bildiğimiz Saint-Exupéry olma yolunda ilk adımlarını attı.

Uzanıp giden kilometrelerce yolu, onbinlerce uçuş saatini, bu saatlerde yaşanan anları, yazılan kitapları, tüm bu uçuşları yüreği ağzında bekleyen kadınları ve çok daha fazlasını merak ediyorsanız, bir sonraki uçuşa geç kalmayın efendim. Hepinize yukarı her bakışınızda orda uzakta kaybolmakta olan minik bir uçak göreceğiniz havadar günler diler, gözlerinizden öperiz.       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder